İddet müddeti, İslam hukukunda evliliğin sona ermesi halinde kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süredir. Bu süre, kadının hamile olup olmadığının anlaşılması, önceki evliliğin etkilerinin silinmesi ve soy karışıklığının önlenmesi gibi amaçlara hizmet eder.
İddet müddeti, Kur'an, Sünnet ve İslam alimlerinin icması ile sabit olup, İslam hukukunun önemli bir parçasıdır. Kur'an'da Bakara Suresi'nin 228, 231, 232 ve Talak Suresi'nin 4. ayetlerinde iddet müddeti ile ilgili hükümler bulunmaktadır.
İddet müddetinin temel amaçları şunlardır:
İddet müddeti, evliliğin sona erme şekline ve kadının durumuna göre değişiklik gösterir:
İddet müddeti boyunca kadının bazı yükümlülükleri ve hakları vardır:
İddet müddeti, özellikle modern çağda bazı tartışmalara yol açmıştır. Bazı kesimler, bu sürenin kadının özgürlüğünü kısıtladığını ve günümüz koşullarına uygun olmadığını savunurken, diğer kesimler ise iddet müddetinin soy karışıklığını önleme ve aile hukukunu koruma gibi önemli işlevleri olduğunu belirtmektedir.
Birçok İslam ülkesinde, iddet müddeti hükümleri aile hukuku kanunlarında yer almaktadır. Ancak bu hükümlerin uygulanma şekli ve detayları ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Türkiye gibi laik hukuk sistemine sahip ülkelerde ise, iddet müddeti ile ilgili bazı düzenlemeler Türk Medeni Kanunu'nda yer almaktadır.
Türkiye'de boşanma halinde kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süre, Türk Medeni Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, boşanmış bir kadın, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 300 gün (yaklaşık 10 ay) geçmeden evlenemez. Ancak kadın, bu süreyi beklemeden evlenmek isterse, mahkemeye başvurarak hamile olmadığının tespitini isteyebilir ve mahkeme kararıyla evlenebilir. Kocanın ölümü halinde ise, Türk Medeni Kanunu'nda iddet müddeti ile ilgili özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda, genel hükümler uygulanır.
İddet müddeti, İslam hukukunda evliliğin sona ermesi halinde kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süreyi ifade eder. Bu süre, soy karışıklığını önleme, hamileliğin tespiti ve önceki evliliğin etkilerini silme gibi önemli amaçlara hizmet eder. İddet müddeti, evliliğin sona erme şekline ve kadının durumuna göre değişiklik gösterir. Günümüzde, iddet müddeti ile ilgili bazı tartışmalar devam etmekle birlikte, bu hüküm hala birçok İslam ülkesinde ve bazı laik hukuk sistemlerinde aile hukuku kanunlarının önemli bir parçasıdır.